Xanthos - Letoon
Likya bölgesinin başkenti olan Ksanthos (Kınık) muazzam bir antik şehirdir. Harika ustalığa sahip süslü taşlarla döşenmiş kral yolu ve 5 bin kişiye yakın kapasitesi ile antik tiyatro muhakkak görülmesi gereken eserlerden biridir.
Tarihi MÖ 3000’lere kadar uzanan Xanthos’un, Antik Çağ’da Likya’nın en büyük idari merkezi ve başkenti olduğu bilinmektedir. Xanthos ile birlikte 1988 yılında UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne dahil olan Letoon ise bu dönemin en önemli dini merkezlerinden biridir. Xanthos ve Letoon içerdikleri arkeolojik değerler açısından dünya mirasının önemli öğeleridir. Aralarında yaklaşık 4 kilometrelik bir mesafe bulunan yerleşimlerde, Likya dilindeki en uzun ve önemli metinlerin görülebileceği taş yazıtlar yer almaktadır.
Troya Savaşı’nda Prens Hektor’a yazdığı şiir ile cesaret veren Sarpedon’un yaşadığı Xanthos, Fethiye’ye 46 kilometre uzaklıkta, Eşen Çayı’nın ayırdığı Muğla-Antalya il sınırında Kınık beldesinin yakınında bulunmaktadır. MS 68-70 tarihleri arasında inşa edilen ve poligonal örgülü kesme taşlardan yapılmış olan Dipylon, kentin güney girişini oluşturur. 2200 kişi kapasiteli Xanthos Tiyatrosu, Hellenistik Dönem’de yapılarak Roma Dönemi’nde yenilenmiştir. Tonozlu girişleri, yarım daire orkestrası ve theatron ile bir bütün oluşturabilecek sahne binası Roma Devri özellikleridir. Tiyatronun kuzeyindeki dört yanı portikolarla çevrilmiş kare meydan Roma Agorası’dır.
1840 yılında keşfedilen Letoon kutsal alanında otuz altı oturma sıralı tiyatro, bazilika, yazıtlar, üç tapınak, imparatorluk kült binasına bağlı yuvarlak bir portiko ve L biçiminde bir stoa bulunmaktadır. Leto’nun tanrısal ikiz çocukları Apollon ve Artemis anneleriyle birlikte birer tapınak ile onurlandırılmıştır. Bu tapınaklardan en büyüğü batıda bulunan ve peripteros tarzında yapılmış, 30,25 metre x 15,75 metre ölçülerindeki Leto Tapınağı’dır.
Doğuda Dor tarzında yapılmış 27,90 metre x 15,07 metre boyutlarındaki Apollon Tapınağı yer almaktadır. Likya mezarlarında tasvir edilen evlere benzeyen Apollon Tapınağı’nın içindeki temeller ahşaptan yapılmış olmaları dolayısıyla dikkat çekmektedir.
Her iki tapınağın ortasında yer alan ve diğerlerine göre daha küçük olan Artemis Tapınağı ise 18.20 metre x 8.70 metre boyutlarındadır. Su seviyesinin Antik Dönem’den beri yükselmesi nedeni ile yapıların alt kısımları bugün sular altındadır.
Antik Kent Kazı Başkanı Prof. Dr. Burhan Varkıvanç, Xanthos kentinin M.Ö. 7-5 yıllarında bölgenin en önemli kenti olduğunu belirtmektedir.
-Kanında Esaret Olmayan Bir Millet ‘Xanthoslular’
M.Ö. 540’ta Persliler şehri işgal etmiştir. Xanthosluların Perslilerle savaşmaya gücü yoktur. Buna rağmen düşmana karşı kentlerini kahramanca savunurlar. Fakat çabaları boşadır, yenilgiden başka seçenekleri yoktur. Xanthoslu savaşan erkekler, kadın ve çocukları kaleye doldururlar. Kadın ve çocuklarını düşman esaretine bırakmamak için, kendi elleriyle kaleyi ateşe verirler. Kendileri ise savaşarak ölürler. Bu toplu intihar sonrasında, kent dışında bulunan 80 aile kurtulur. Bu ailelerin çabasıyla şehir yeniden kurulur.
M.Ö. 475-450’de yangın felaketleriyle karşılaşan kent, Büyük İskender’in saldırısına karşı yine güçlü bir direnç göstermiştir. M.Ö. 309’dan itibaren Mısır Hanedanlığı, ardından da Suriye Kralı III. Antiokhos’un egemenliğine girmiştir.
M.Ö. 42’de Romalı Brütüs’ün saldırısına yine topluca intihar ederek cevap vermişler, teslim olmamışlardır.
Tarihte acılarla dolu kent olarak bilinen Xanthos, hazin savaşlara ev sahipliği yapmış bir şehir. Okudukça, araştırdıkça üzülüyor insan. Her savaşta yıkılıp yeniden ayağa kalkmayı başarmış Xanthos, Roma İmparatoru Markus Aurelius tarafından yeniden imar edilmiştir.
Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan kent, Arap akınlarının başlamasıyla M.S. 7. yüzyılda terk edilmiştir.
Kent, Eşen çayı kenarında ovaya hakim iki tepe üzerinde kurulmuştur. Kent öreni iki bölümde incelenir. İlki Eşen çayı kenarından yükselen surla çevrili Lykia akropolü, ikincisi kuzeyde bulunan daha yüksek ve geniş olan Roma akropolüdür.
-Letoon Antik Kenti ve Hikayesi | Likya'nın Kutsal Alanı
Letoon Antik Kenti, belki de Letoon Kutsal Alanı demek daha doğru burası için. Letoon, Anadolu’nun Dünyaca ünlü Likya uygarlığının dini merkezi olarak adlandırılan yerdir. Işık ülkesi Likya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan kentlerinden birisidir. Letoon, bu listeye 1988 yılında hemen yakınında bulunan komşusu Xanthos ile beraber kabul edilmiştir.
Letoon, Likya bölgesinin kült merkezi olmasının yanı sıra mitolojik hikayeleri, şehre ismini veren tanrıça Leto ve ikiz çocukları Apollon ve Artemis adına yapılan yan yana tapınakları, kutsal suyu ve 3 dilli yazıtı ile Anadolu’nun Likya’nın izlerini günümüze taşıyan önemli bir merkezdir.
Letoon Antik Kenti Hikayesi
Leto, Khaeos ve Phebe’nin güzel kızlarıdır. Aslında titan olan iki kişinin çocuğudur ama tanrıça gibi kendisine tapınılmıştır. Bir süre sonra tanrıların başında bulunan ve en güçlüleri olan Zeus, Leto’ya aşık olur. Çapkınlıklarıyla da ünlü olan Zeus bir süre sonra Leto ile birlikte olur ve Leto hamile kalır. İşte asıl problem de bundan sonra ortaya çıkar. Zeus’un kıskanç eşi olan Hera bu duruma çok öfkelenir ve Leto’nun doğum yapmasını engellemek ister. Leto’nun doğurmasını engellemek için “Güneşin doğduğu yerlerde doğuramasın.” der ve ou takip etmesi için Python’u görevlendirir.
Leto karnı burnunda Dünyayı dolaşır kendine yer arar. Zeus’un kendisini bıldırcına çevirmesi sayesinde Hera’dan kaçabilir. En sonun Poseidon acır kendisine ve deprem tanrısı da olduğundan bir adanın ortaya çıkmasını sağlar: Delos Adası. Daha önce bir insanoğlunun ayak dahi basmadığı kayalık, çorak bir adadır. Poseidon’un da yardımıyla ada dalgalarla örtülür ve Leto burada doğum yapar. Kimi kaynaklara göre önce Artemis doğar ve ardından kardeşi Apollon’un doğumuna yardımcı olur.
Bu tanrıların doğumundan sonra adaya parlak anlamına gelen Delos adı verilir ve Apollon’un en önemli tapınaklarından birisi de buradadır. Aynı zamanda bilicilik merkezidir.
Doğumdan sonra Leto çocuklarıyla Likya topraklarına gelir ama Hera peşlerini bırakmaz. Likya bölgesinde bugünkü Letoon kentinde kutsal suyun bulunduğu yere gelip su içmek ve çocuklarını yıkamak istediğinde Likyalı köylüler Hera’dan korktuklarından dolayı kendisine izin vermezler. Leto’yu oradan kovarlar. Bölge insanın kendisine böyle davranmasına öfkelenen Leto, onların hepsini kurbağaya çevirir.
Kent de bir süre sonra Letoon adıyla anılmaya başlar.
Leto ve çocuklarını buraya getiren ve onlara rehberlik edenler ise kurtlardır. Bundan dolayı da bu bölgeye kurt anlamına gelen Lykos adının verildiği söylenir. Bu isminde Likya kelimesinin kökeni olduğu düşünülüyor.
Xanthos-Letoon
Likya'nın başkenti olan bu site özellikle cenaze sanatında Likya gelenekleri ile Helen etkisinin harmanlanışını göstermektedir. Epigrafik yazıtlar, Likya halkının tarihini ve Hint-Avrupa dilini anlamamız için çok önemlidir.
Anadolu'nun güneybatı kesiminde sırasıyla Antalya ve Muğla illeri sınırları içinde yer alan iki komşu yerleşim yerinden oluşan Xanthos-Letoon, dikkat çekici bir arkeolojik kompleks. Demir Çağı'nın Anadolu'daki en önemli kültürlerinden biri olan eski Likya Uygarlığının günümüze ulaşan en eşsiz mimari örneğini temsil etmektedir. İki site, Anadolu, Yunan, Roma ve Bizans uygarlıklarının devamlılığını ve benzersiz kombinasyonunu çarpıcı bir şekilde göstermektedir. Likya dilindeki en önemli metinlerin de Xanthos-Letoon'da bulunduğu yer almaktadır. Bölgede kayaya veya devasa taş sütunlara kazınmış yazıtlar, Likya halkının tarihini ve Hint-Avrupa dilini daha iyi anlamak için çok önemlidir.
Antik Likya'nın başkenti olan Xanthos, Likya geleneklerinin Helen etkisiyle harmanlanmasını özellikle cenaze sanatında göstermektedir. Xanthos'taki kayaya oyulmuş mezarlar, sütun mezarlar ve sütuna monte lahitler, antik mezar mimarisinin eşsiz örnekleridir. Değerleri Antik Çağ'da zaten kabul edilmişti ve komşu illerin sanatını etkilemişlerdi: Halikarnas Mozolesi, örneğin Xanthos Nereid Anıtı'ndan doğrudan etkilenmiştir. 19. yüzyılda Harpy Anıtı, Payava Mezarı ve Nereidler Anıtı gibi bazı mimari ve heykel parçalarının İngiltere'ye götürülmesi, dünya çapında tanınmasına yol açtı ve sonuç olarak Xanthos mermerleri bir antik sanat ve mimarlık tarihinin önemli bir bölümü.
Xanthos Nehri'nin (Eşen Çayı) doğusunda, ilk anıtsal bölge, Helenistik ve Bizans dönemlerinde yeniden şekillendirilen eski Likya Akropolünü içerir. O sırada kuzeydoğu köşesine bir kilise inşa edilirken, gelişmiş bir savunma yapısı nehir boyunca kalenin batı tarafını güçlendirdi. Akropolis'in hemen kuzeyinde, Roma agorasına hakim olan çok güzel bir tiyatro var. Bu alanda ayrıca Xanthos'un arkeolojik peyzajının karakteristik özelliği olan ve harabelerden muhteşem bir şekilde yükselen ahşap işçiliğini taklit eden büyük Likya mezar anıtları bulunmaktadır. Güneyde Vespasian Kemeri ile kuzeyde Helenistik Akropolis arasında uzanan ikinci, daha karmaşık bir arkeolojik bölge var. Kasabanın Helenistik Agora ve Bizans kiliselerini içeren aşağı kısmı,
Letoon ise Likya vilayetinin eski federal tapınağı olan Xanthos'un ve Likya Şehirler Birliği'nin kült merkeziydi. Sitede bulunan birçok yazıtın da gösterdiği gibi, federal kutsal alan, yönetici güçlerin tüm dini ve siyasi kararlarının halka açıklandığı yerdi. MÖ 337'ye tarihlenen ünlü üç dilli yazıt, Likçe ve Yunanca bir metnin yanı sıra Aramice bir özet içerir ve Apollon tapınağının yakınında keşfedilmiştir. Letoon kutsal alanında üç tapınak Leto, Artemis ve Apollo'ya adanmıştır. Ek olarak, site, kutsal kabul edilen bir su kaynağı üzerine inşa edilmiş, Hadrian'a tarihlenen bir nymphaionun kalıntılarını da içermektedir.
Xanthos-Letoon, Likya'nın Patara, Pınara ve Myra gibi başlıca antik kentlerinin ve komşu illerin mimarisini doğrudan etkiledi. Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak gösterilen Halikarnas Mozolesi, Xanthos'un Nereid Anıtı'ndan doğrudan etkileniyor.
Xanthos-Letoon, hem iki bölgede bulunan çok sayıda yazıt hem de mülkte korunan olağanüstü cenaze anıtları aracılığıyla Likya uygarlığına olağanüstü tanıklık ediyor. Likya dilindeki en uzun ve en önemli metinler Xanthos-Letoon'da bulunmuştur. Çoğu kayaya veya büyük monolitlere oyulmuş olan yazıtlar, bu eşsiz ve uzun zamandır unutulmuş Hint-Avrupa dilinin istisnai kanıtı olarak kabul edilir. Kaya sanatı mezarları, sütun mezarlar ve sütuna monte lahitler, yeni bir mezar mimarisi türünü temsil ediyor. Xanthos ve Letoon'daki zengin Likya mezarları dizisi, 6. yüzyıldan itibaren Likya'da meydana gelen ardışık kültürleşme olgusunu tam olarak anlamamızı sağlar.
Bütünlük
Yazılı mülk, Üstün Evrensel Değerini yansıtan tüm gerekli nitelikleri, özellikle orijinal anıtları ve arkeolojik kalıntıları içerir. Tüm bileşenler büyük ölçüde bozulmadan kalır ve turizmin veya modern yerleşimlerin olumsuz etkilerinden etkilenmez.
Günümüzde mülkün bütünlüğünü tehdit eden tek faktör, antik kenti uzun yıllardır kesen asfalt yoldur. 2004 yılında yürürlüğe giren revize edilmiş Koruma Mevzuatı çerçevesinde, Bölgesel Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu 2010 yılında bu yolun kapatılmasına karar vermiştir. Ayrıca alanı çevrelemek için tel çit kullanılmıştır. Ancak, bu önlemler verimli bir şekilde uygulanamadığından, mülkün bütünlüğünün artık etkilenmemesini sağlamak için daha fazla önlem alınması gerekmektedir. Bunlar, Koruma Planında yapılan önerilere göre yolun yeniden yönlendirilmesini içerir.
Orijinallik
Xanthos-Letoon, büyük ölçüde mülkün herhangi bir modern yerleşim yerine uzaklığı nedeniyle özelliklerinin orijinalliğini korumuştur.
Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan anıtlar, tasarım ve yerleşim açısından özgünlüklerini etkilemeyen önemli restorasyon ve konservasyon çalışmalarından geçti. En önemli proje, 2000-2007 yılları arasında Leto tapınağının orijinal ortamında yeniden inşa edilmesiydi. 1950'lerden beri yapılan kazılarda bulunan Leto tapınağına ait mimari parçalar, bu projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasını sağladı. Erken Hıristiyan Kilisesi ve anıtsal nymphaeum'da da bazı önemli restorasyon, konservasyon ve sağlamlaştırma çalışmaları yapılmıştır.
Koruma ve yönetim gereksinimleri
Xanthos Antik Kenti ve Letoon 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmiştir ve Ulusal Koruma Mevzuatına tabidir. Yazılı mülk ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğu altında “Çevre Koruma Bölgesi” sınırları içinde yer almaktadır. Bölgesel Koruma Konseyi ve Özel Çevre Koruma Ajansı, 2001 yılında Xantos için koruma planını onayladı ve ilgili Bölgesel Koruma Konseyi, 2006 yılında Letoon için Koruma Planını onayladı. mülkün yönetimi.
Letoon kutsal alanındaki anıtlar ve arkeolojik kalıntılar, yer altı suyu tablasının mevsimsel yükselmesi nedeniyle tehdit altındadır. 2006 yılında kazı çalışmaları sırasında su seviyesinin düşürülmesi için su kanallarının inşası ile hafifletme çalışmaları yapılmıştır. Letoon için bir diğer konu ise alanın verimli alüvyal topraklarında birçok seranın yarattığı görsel kirliliktir. Xanthos'a gelince, sahayı kesen asfalt yolun varlığı, tam olarak ele alınması için ek önlemler gerektiriyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Xanthos ve Letoon için çevre kontrolü ve anıtların korunması da dahil olmak üzere mülkün sorunlarını ele alacak bir Çevre Düzenleme Projesi hazırlanması için çalışmalar başlattı. Bu proje çerçevesinde Letoon sahası rekreasyon ve mesire alanları ile donatılacaktır. Bu proje aynı zamanda ziyaretçi yönetimi ile ilgili soruları ele alacak, bilinçlendirme politikaları geliştirecek ve hem yerel toplulukları hem de ziyaretçileri aktif bir şekilde dahil etmeyi amaçlayacaktır.